İyi Bir Gelecek Eğitimin Sorunlarını Çözmekle Mümkündür
2016-2017 eğitim-öğretim yılı, ülkemizde yaklaşık 17 milyon 300 bin ve ilimizde 100 bine yakın öğrencimizin emeklerinin karşılığını görecekleri karne heyecanıyla sona eriyor. Böylece öğrencilerimiz için dinlenme, 6 bini aşkın öğretmenimiz için yenilenme, yöneticilerimiz için ise sorunların tespiti ve çözümü için bir planlama dönemine giriyoruz. Fedakârca çalışmalarından dolayı tüm eğitim çalışanlarına teşekkür ediyoruz.
Eğitim, bire bir insan ilişkilerine dayanması bakımından hassas, o ölçüde yorucu ama ülkenin geleceğiyle, yarınlarının hazırlanmasıyla ilgili olduğu için de güzel ve değerli bir çabadır. Erdemli topluma ulaşmada verilen her katkı, sağlanan her bir katılım bizim için kıymetlidir. Ancak bu amaca ulaşmanın sadece okul binası inşa etmekle, donanım sağlamakla mümkün olmayacağı da açıktır.
Eğitim politikaları bir bütün olarak tasarlanmalı, yeniliklerin altyapısı iyi hazırlanmalı; değişimler, şartlar olgunlaştıktan sonra hayata geçirilmeli, her ne planlama yapılırsa yapılsın, uygulayıcısı olan öğretmenin niteliği hepsinin önünde ve üstünde olmalıdır.
Öğretmenlerin çalışma şartları düzeltilmeli, mali ve sair özlük hakları geliştirilmeli, mesleğin itibarını güçlendirecek adımlar atılmalıdır. Öğretmenliğin bir idealizm mesleği olduğu unutulmamalı, her şey bu idealizme göre yapılandırılmalıdır.
Eğitim çalışanlarının sorunlarının çözülmediği bir ortamda üstün başarı beklemek doğru değildir. Eğitim çalışanlarının sorunlarına kulak verilmeli, katılımcı, paylaşımcı bir yönetimin ve doğru bir bakış açısının yarınlar için zorunluluk olduğu unutulmamalıdır.
Türkiye’nin yarınki sorumluluklarını üstlenecek nesiller yetiştirmek, çağın gereklerine cevap verebilecek nitelikte güncel, gücünü medeniyet değerlerimizden alan bir müfredatla mümkündür. Geç de olsa başlatılan müfredat çalışması akamete uğratılmamalı, beklentileri karşılayacak şekilde bir an evvel tamamlanmalıdır.
Yeni eğitim-öğretim yılı başlayıncaya kadar eğitim çalışanlarının huzuru, milletimizin geleceği ve ülkemizin nitelikli bir eğitim sistemine kavuşması için sorunlara çözüm bulunmalı, beklentiler karşılanmalı, talepler yerine getirilmeli, Ağustos ayında yapılacak toplu sözleşme görüşmeleri bunun için bir fırsat olarak görülmelidir
Yeni eğitim-öğretim dönemi başlamadan önce, “Eğitim Çalışanlarının Sorunları ve Çözüm Önerileri” çalıştayımızda tespit edip raporlaştırdığımız sorunlar dikkate alınmalı, daha verimli bir eğitim dönemi için gereken adımlar atılmalıdır.
Masumların korunması, hainlerin hak ettikleri cezayı alması için FETÖ ile mücadele titizlikle yürütülmelidir.
15 Temmuz darbe girişimi sonrası gereken tedbirlerin ivedilikle ve etkili biçimde alınması, başta FETÖ olmak üzere, terör örgütleriyle bağlantılı kişilerin kamu görevlerinden arındırılması gibi amaçlarla ilan edilen OHAL ve bu kapsamda çıkarılan KHK’lar ve açığa alma işlemleri, toplumun büyük bölümü tarafından makul, hukuk çevreleri tarafından da anayasaya uygun ve hukukun gereği olarak kabul edilirken, açığa alma ve ihraç listelerinde masum olduğu konusunda geniş kanaat bulunan kişilerin yer alması kaynaklı tereddütler artmaya başlamıştır.
Haklarında işlem tesis edilen kişilere, somut olarak hangi fiil veya davranışı sebebiyle bu türden bir işlem uygulandığı, hangi fiilinin sabit görüldüğü bildirilmelidir. Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu derhal faaliyete başlamalı; kurul, görevden alma ve ihraçlarla ilgili itirazları detaylı bir şekilde değerlendirerek ivedilikle mağduriyetleri giderecek, masumların net bir şekilde tespitini sağlayacak karar üretme işlevini yerine getirmelidir.
Sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik uygulamasına son verilmelidir
Eğitime ilişkin reformların kalıcı hale gelmesi, derslerin boş geçmemesine, sınıflarda sadece kadrolu öğretmenlerin bulunmasına bağlıdır.
Mülakatla istihdam hatasından dönülmelidir
Millî Eğitim Bakanlığı, maşeri vicdanı yaralayan, hakkaniyet kriterleri her hâlükârda tartışmaya açık olacak olan sözleşmeli öğretmenlik istihdamı uygulamasından da, bunun yolu olan mülakatla öğretmen alımından da bir an önce vazgeçmelidir.
Eğitimciye şiddetin geleceğimize faturası ağır olacaktır
Milli Eğitim Bakanlığı, eğitimcilere yönelik her saldırının sıkı takipçisi olmalıdır. Bakanlık, yargıya intikal etmiş davalarda kendi personelinin yanında olduğunu göstermeli; nerede duracağı belli olmayan bu şiddet olaylarının bir an önce son bulması için ne gerekiyorsa yapmalıdır.
Aday öğretmenlik süreci gözden geçirilmelidir
Aday öğretmenlerin asli öğretmenliğe geçişlerinde uygulanan yazılı ve sözlü sınav kaldırılmalı, bunun yerine mesleki gelişim odaklı hizmet içi eğitim süreci konulmalıdır.
Eğitim kurumu yöneticileri sosyal güvenlik, iş sağlığı ve güvenliği işlemlerinden dolayı doğrudan sorumlu tutulmamalıdır
Sosyal güvenlik, iş sağlığı ve güvenliği işlemleri başta olmak üzere hukuken ihmal olarak nitelendirilebilecek aksaklıklar nedeniyle eğitim kurumu yöneticilerini kasten yapılanlar hariç olmak üzere, kusurlarına karşı koruyacak, hukuki ve mali sorumluluklardan doğan zararları tazmin edecek bir mekanizma kurulması sağlanmalıdır.
Ek ders ücretlerinde hakkaniyete uygun bir iyileştirme yapılmalı, eğitim kurumu yöneticilerinin ek ders usul ve esaslarından kaynaklı mağduriyetleri giderilmeli, kariyer basamakları yeniden hayata geçirilmeli, öğretmenlere alan değişikliği hakkı tanınmalı, yardımcı hizmet sınıfı çalışanlarının görev tanımları belirlenmeli, eğitim kurumları çalışanlarının fazla çalışma sorunu çözülmeli, norm fazlası atamaları ayrıcalıklı bir atama usulü olmaktan çıkarılmalı, hizmet içi eğitim çalışmaları mesleki gelişime dayalı olarak yeniden planlanmalı, mazerete ve isteğe bağlı iller arası ve il içi yer değişikliği işlemleri eş zamanlı yapılmalı, rehber öğretmenlerin istihdam amacına ve asli görevlerine aykırı düzenlemeler yapılmamalı, yöneticilerin görev süreleri dört yılla sınırlı tutulmamalı, öğretim yılına hazırlık ödeneği tüm eğitim çalışanlarına ödenmeli, sınav görev dağılımda eşitlik ve adalet sağlayacak bir uygulama hayat geçirilmelidir.
Eğitim-Bir-Sen olarak, eğitim çalışanlarına ve öğrencilerimize, zamana yenik düşen değil, zaman içinde yenilenmelerini, yeni döneme daha aktif ve daha nitelikli başlamalarını sağlayacak verimli bir tatil dönemi diliyor, mezun olan öğrencilerimizin yeni başarılara imza atmalarını temenni ediyor; yeni eğitim-öğretim yılına sorunsuz başlamak için, dikkat çektiğimiz sorunların acilen çözülmesi gerektiğinin altını bir defa daha çiziyoruz.