İL DİVAN TOPLANTIMIZI GERÇEKLEŞTİRDİK.
"Öğretmeni aktör olarak görmeyen hiçbir uygulamanın tarafı değiliz, ortak akıl ürünü olmayan performans gibi bir çalışmayı desteklemeyiz. "
Eğitim-Bir-Sen Kütahya 1 Nolu Şubesi İl Divan Toplantısı Şube Başkanı Fatih KÖSE başkanlığında şube yönetim kurulu üyeleri, ilçe temsilcileri ve ilçe yönetim kurulu üyelerinin katılımıyla 10 Mart 2018 tarihinde Gediz Öğretmenevinde gerçekleştirildi.
İl Divanı Şube Başkanı Fatih KÖSE’nin açılış konuşmasıyla başladı. KÖSE konuşmasında “
14 Şubat 1992 tarihinde Eğitimciler Birliği Sendikasını kuran merhum Mehmet Akif İnan ve arkadaşlarının çağrısına Anadolu’dan ilk ses veren ve 15 Haziran 1992 tarihinde kuruluşundan bugüne 26 yıldır her zaman ilklerin şubesi olmayı başarmış, Eğitim-Bir-Sen’in ve Memur-Sen’in bayrağını daima en yüksekte tutmuş; Kazanımları üretmek – haksızlıkları tüketmektir diyen Kütahya teşkilatımızın sözü yüksek – ufku geniş; çalışkan – vefakar – dirayetli – basiret ve feraset sahibi çok kıymetli uç beyleri, değerli dava ve yol arkadaşlarım.
Yüreklerin iç içe geçtiği, gönüllerimizin birlikteliğimizle coştuğu, medeniyet davamızda sevinçlerin, üzüntülerin, sorunların ve önerilerin paylaşıldığı, engellerin aşıldığı bir il divan toplantısında daha birlikte olmanın mutluluğunu yaşıyoruz.
Öncelikle 26 yıldır emek ve özgürlük mücadelemizde alın teri dökmüş ve bu gün ebediyete irtihal etmiş tüm mensuplarımızı ve aziz şühedayı rahmetle yad ediyor, bir vesileyle aramızda olamayan teşkilat mensuplarımıza minnet ve şükran duygularımı ifade ederken sizleri büyük Eğitim-Bir-Sen ailesi olarak selamların en güzeli ile selamlıyor, İl Divanımızın teşkilatımız ve ilimiz için hayırlara vesile olmasını Cenabı Allah’tan niyaz ediyorum.
Değerli Dostlar;
Tarihin, en haşmetli bir şekilde kendini hatırlattığı bir dönemden geçiyoruz. Belki de bir yol ayrımının arifesindeyiz. Ya da yeni bir oluşumun, köklü bir dönüşümün tam ortasındayız.
Coğrafyalar tarumar ediliyor, kitle halinde katliamlar yapılıyor ve insanlar yerlerinden yurtlarından ediliyor. Böyle bir hengâmede, geçen yüzyıl yangından kurtardığımız bir ülkenin kendi ruh yolculuğuna hem katılıyoruz, hem de şahitlik ediyoruz.
Türkiye ve Dünya yeni bir dönüşümün arifesinde. Mazlumların ve İslam coğrafyasının umudunu Türkiye’ye bağladığı bir süreçte bizler bu ülkeyi ve bu ülkenin geleceğini düşünmek durumundayız. Biz ağaya kalkarsak zalimler ancak o zaman diz çökecek. İyiler kazanacak ve kötüler mutlaka kaybedecek. Yeter ki biz dik duralım, mücadelemizden vazgeçmeyelim.
Bu kitle önemli. Çünkü Türkiye’nin en entelektüel topluluğu biziz. Ülkenin okumuş yazmış kitlesiyiz. Öğretmen bu sendikaya üye, doktor, mühendis, mimar, avukat, imam, memur bu sendikaya üye. Onun için yarınlara dair simülasyonu görmek, sorunları tespit etmek, çözüm üretmek bizim işimiz. Yarın güneş farklı doğacaksa, 2023, 2053 ve 2071 ‘e dair hedef ortaya konulacaksa bu sizsiz, bizsiz olmaz. Devlet denilen akıl bu akıl. Devlet sizin üzerimizden vücut buluyor.
Türkiye tarihten gelen sorumluluğu ve öneminden dolayı emperyal planlara maruz kalmaktadır. Türkiye artık bu oyunların edilgeni değil ve devleti ve milletiyle bütünleşmiş yeni bir güç ve dolayısıyla oyun kurucu ülke haline gelmiştir. Artık geçmişte emperyal güçlerin bu gün Siyonistlerin coğrafyamız ve milletimiz üzerinde kurguladığı hiç bir plan milletin topyekün atan yüreği ve birlikteliğiyle tutmuyor. Bu gün Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen bu bütünleşmenin en büyük mayalarından biri oldu ve tüm hamlelerde darbe savar hüviyetiyle ve insan odaklı çalışmalarıyla milletimiz namına hizmet üreten en büyük örgütlü güç haline geldi. Bu sebeple dünyanın müesses nizamının kurucusu emperyalist ve Siyonist güçler Allah’ın izniyle asırlardır kurdukları planları unutmak ve rafa kaldırmak zorunda kalacaklardır.
Bu mücadelenin zirve noktası bu gün itibariyle “Afrin Harekatı”dır. İnşaallah birkaç gün içinde güvenlik güçlerimiz ÖSO ile birlikte Afrin şehir merkezine girecek. Rabbim kahramanlarımızı korusun. Onlara güç ve kuvvet versin. Bir millet, bir ümmet gecesiyle gündüzüyle onlar için duacı. Bu vesileyle Rabbimizden nusret niyaz ediyoruz. Şehitlerimize rahmet, gazilerimize sıhhat niyaz ediyoruz. Onlar orada mücadele ederken biz de teşkilat olarak faaliyetlerimizle bu gayretlere ortak oluyoruz.
Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Kadınlar Komisyonu’nun da aralarında bulunduğu 55 ülkeden sivil toplum kuruluşu üyesi kadınlar, Suriye’deki hapishanelerde insanlık dışı uygulamalara maruz kalan kadınlar için oluşturdukları “Vicdan Konvoyu” ile insanlığa dair umutlar tükenmesin diye Hatay’dan 8 Mart Dünya Kadınlar gününde Dünya’ya seslendi. “Tüm ideolojik bariyerlerin ötesinde, insanlık ailesinin vicdanlı bireylerinin sesimize kulak vermesi, Suriye’de savaş nedeniyle mahpus durumda olan kız çocuklarının, kadınların serbest bırakılması ve savaşlarda kadınların korunmasında etkin tedbirler alınması için çağrıda bulunduk.
2011’den bugüne, yedi yılı geride bırakan Suriye savaşında Suriye insan hakları kuruluşlarının verilerine göre, 13 bin 581 kadın tutuklandı ve istismara uğradı. Resmi kayıtlara geçtiği kadarıyla rejimin cezaevlerinde hâlâ tutuklu olan 417’si kız çocuğu en az 6 bin 736 kadın maalesef bu vahşeti yaşamaya devam ediyor. Suriye’de kadınlar ve kız çocukları, sadece rejim askerleri tarafından değil, çeteler ve terör örgütleri tarafından da alıkonuluyor, kötü muameleye maruz kalıyor.
Dolayısıyla dünyanın suskun kaldığı bu mezalime karşı Vicdan Konvoyu ile vicdanlara seslenen yine teşkilatımız oldu. 28 Şubat’ın karanlık ellerinde mağdur edilen kendi insanımıza kendi kadınlarımıza, kızlarımıza karşı duyarlılığımız neyse bu gün Suriye’de, Filistin’de, Doğu Türkistan’da mağdur edilen kadınlarımıza karşı aynı duyarlılıktayız.
Mesleki soruların dile getirilmesi ve çözüm önerileri ile ilgili meydanda yine bizler varız.
Öğretmen açığı, farklı istihdam modelleri, kamu vicdanını yaralayan mülakatla öğretmen atama yöntemi, eğitimcilere yönelik ölümle sonuçlanan şiddet olayları, kariyer basamaklarında yükselme sistemi, istihdamda zorluk çekilen bölgelerdeki sorunlar, eğitim yönetiminde yaşanan sıkıntılar başta olmak üzere, birçok sorun çözüm beklerken, Millî Eğitim Bakanlığı’nın öğretmenin performansını ölçmeye yönelik arayış içerisine girmesini anlamakta güçlük çekiyoruz.
Öğretmeni aktör olarak görmeyen hiçbir uygulamanın tarafı değiliz, ortak akıl ürünü olmayan herhangi bir çalışmayı desteklemeyiz. Sorunlu performansının faturasını öğretmenlere çıkarmaya çalışanlar bizi başarı üzerinden motive etsinler. Bu ülkede en kıymetli işlerden birini yapan kitleyiz. Mesleğin itibarını zedeleyerek başarı elde edemeyiz. Bu konular ayaküstü karar verilecek işler değildir. İstişare edilmeden, paydaşların görüşleri alınmadan atılan adımları, uygulamaya konulmak istenen çalışmaları doğru bulmuyor, desteklemiyoruz. Bu tür politikalar tam zemine oturmuyor. Çünkü ortak akıldan geçirilmiyor. Çalışma yaparken, geçmişte yaşanan sıkıntıları göz gönünde bulundurmak; ülkenin, milletin, çalışanların hassasiyetini gözetmek, ileriyi düşünmek zorundayız.
Motivasyonu bozacak, iş barışına halel getirecek performans değerlendirmesinin gündemden çıkarılması herkesin hayrına olacaktır
Yakın tarihte teşkilat olarak, performansı öne çıkaran Öğretmen Strateji Belgesi’ne de pilot uygulamaya da karşı çıkarak, tüm eğitim çalışanlarına tam puan verilmesi yönünde genel merkezimiz eylem kararı almıştı. Eğitimcilerin motivasyonunu bozacak, iş barışına halel getirecek performans değerlendirmesinin gündemden çıkarılmasının ülkenin, Bakanlığın, eğitim çalışanlarının ve kamu görevlilerinin hayrına olacağını düşünüyoruz. Yönetmelik taslağının yürürlüğe konulması hâlinde, eylem kararlılığımızı buradan bir defa daha ilan ediyoruz.
Değerli dostlar, bir diğer husus hepimizin yakından takip ettiği sendikal mücadelede uluslararası emek örgütleriyle genel merkezimizin kurduğu bağdır.
Güçlünün haklı olduğu değil haklının güçlü olduğu bir dünya için küresel bir kıyamın ilk adımları olarak gördüğümüz bu çaba inşallah en kısa zamanda meyvelerini verecektir. Yapılan görüşmelerin birinde şöyle bir konuşma geçiyor. Fransa’da uluslararası bir toplantıda birileri geliyor ve “Biz sayın Cumhurbaşkanımızla görüştük. Bakanlarımıza da ülkenizde yaşanan durumla ilgili sizin düşünceleriniz ilettik. Az sonra hem bakanlarımız hem de Sayın Cumhurbaşkanımız ülkenize karşı son derce ağır ifadelerle eleştirilerini kürsüden yapacaklar.” Bizimkiler afallıyor. Bu nasıl bir şey, bizim ülkemizin yöneticileriyle bir sorunumuz yok. Sizin ne dediğinizi anlayamadık. Bu da nereden çıktı. Şeklinde cevaplayınca, “ Pardon, siz onlar değilsiniz.” Diyerek hemen ortamı terk ediyorlar. Biz uluslararası arenada ülkemizin ve insanlığın menfaatine çabalarken içimizden birileri kendi ülkesine karşı bir uluslararası tepki için her türlü ahlaksızlığı yapmaktan çekinmiyor. Bunların kim olduğunu söyleme gerek var mı?
Yine İLO Uluslararası çalışma örgütü ile ilgili geçen sene ülkemizin en büyük emek örgütü olarak temsil hakkının Memur-Sen’de olmasıyla ilgili Hükümetin yazısına karşın Hem uluslararası örgütler hem de ülkemizde sağımızda ve solumuzda faaliyet gösterenler topyekün bir saldırıya geçerek temsil hakkının farklı bir sendikaya verilmesi için alanı kirlettiler. Temsil yeterliliği olmadığı halde, geçmişte faşizan bir örgüt olarak gördükleri bir sendikanın ülkemizi temsil etmesini istiyorlar. Bunu nasıl okumalıyız. Artık bu teşkilat onlar için kullanışlı hale gelmiştir desek yanılır mıyız?
İşte değerli dostlar örgütlü birlikteliğimiz niçin bu kadar önemli, bu teşkilata bağlılık niçin bu kadar kıymetli anlıyoruz.
Değerli arkadaşlarım. Biz sendikacılığı üç temel üzerine inşa ediyoruz.
Birincisi Duruş Sendikacılığı. Yukarıda ifade ettiğimiz durumlarda ortaya koyduğumuz tavır. Ülkemiz, mesleğimiz, özgürlüğümüz, değerlerimiz, insan hakları ile ilgili duruşumuz daima net olmuş ve bu duruş sendikamızın büyümesinde en büyük unsur olmuştur.
İkincisi Kuruş Sendikacılığı şeklinde de ifade ettiğimiz ekonomik haklarımızın korunması ve geliştirilmesi adına ortaya koyduğumuz mücadele ki tarihte toplu görüşmeyi toplu sözleşmeye dönüştüren ve masa da 258 kazanıma imza atan bir teşkilatız.
Üçüncüsü Hizmet Sendikacılığı, tüm sınavlarda üyelere gerekli kaynak kitapların hazırlanması, sorunların tespiti ve çözülmesi noktasında önerilerimiz, düzenli olarak çıkardığımız yayınlar ile hizmet sendikacılığının gerekliliklerini yerine getiriyoruz.
Ayakları doğru kurgulanmış, misyonu doğru çizilmiş sendikamızın bu hizmetlerini daha iyi bir noktaya taşımak teşkilat olarak bizlerin vazifesi.
Bu yüzden bu halkayı büyütmek, haklıyı güçlü haklı kılma yolunda var gücümüzle çalışmak durumundayız. 2017 mayıs mutabakatında sendikalara üye olabilecek 7436 çalışanın 4092’sinin bizimle olduğunu biliyoruz. Aylıksız izin vb sebeplerle tevkifatı yapılamayanlarla 4300’e yakın bir üye ki eğitim hizmet kolunda ilimizde çalışanlarımızın %57,8’i bizimle. Yeterli mi? Hayır. Büyük hedeflere ulaşmak için bu gün Gediz’den bu oranı artırmak, sayımızı 4600’e ulaştırmak için yeni bir gayrete hep birlikte var mıyız? Mücadelemizi anlatmadık arkadaş, gönlünü kazanmadık çalışan kalmayıncaya kadar çalışmaya var mıyız? Allah yardımcımız olsun.
Bu mücadelede akıllı olacağız. Daha fazla arkadaşımızı bu mücadelede elini taşın altına koymaya ikna edeceğiz. İşyeri temsilcilerimiz, yönetim kurulu üyelerimiz kadar faal olmak durumunda. Kadın üyelerimiz aynı şekilde. Kadın komisyonlarımızı, engelli komisyonlarımızı en kısa sürede tamamlamak durumundayız. Onlar da sadece üyelik boyutunda kalmamalı, gerekli katkıyı sunmalılar. Karşı cephedeki birlik ile ilgili az önce ifade ettik. Bizim onlardan daha fazla bir gayrete, güç birliği yapmaya ihtiyacımız var. Zemin uygun. Ülkemizde oluşan birlik şuurunun bizim teşkilatlanmamıza yönelik etkisi mutlaka olumlu olmalı ve bu süreçte mutlaka sayısal sonuç alınmalı. Gönül birlikteliği yapan ancak ortak ideallerin altına imza koyamayan, gönlüm sizinle diyerek sendikal zeminde bizimle olamayanlara derdimizi iyi anlatacağız. Gönül ile kalıp bir araya geldiğinde ancak gönül birlikteliğinin anlamlı olduğunu ifade edeceğiz.
Değerli arkadaşlarım.
Son olarak
Bir milyon yüz bini aşan üyesiyle mücadelesini taçlandıran – bilinmişliğini her dem artıran – kutlu emanetimizin ilimizdeki sahibi ve savunucusu siz teşkilat mensuplarımızı şükranla selamlıyor, Divanımızın hayırlı olmasını diliyorum."dedi.
Şube Başkan Yardımcılarının kendi alanları ile ilgili sunumlarını yapmalarının ardından ilçe temsilcileri ile alanda yaşanan sorunlar ve çözüm önerileri üzerinde durularak istişarelerde bulunuldu.